Behruz FARUKOĞLU

Behruz FARUKOĞLU

Millet ve Milliyetçilik-2

Aziz ve Böyük Türk Milletim.

Evet efendiler kaldigimiz yerden devam edeyin.

Biz Türk milliyetçi aydinlarimiz ve yazarlarimiz her zaman millet ve milliyetçilik düşüncelerini demokratik, hoşgörülü bizimle bir sinirlar içerisinde yaşayan etnik milletleride kendimizden ayri tutmadan, her bir kardeş dediyimiz 1000 yillar bir yerde bir bayrak altinda , bir sinirlar içinde Rifah içinde yaşamagimizi her zaman dile getirmişler, ayrimçilik etmemişler.

Amma Avropa millet ve milletçilik düşüncelerinde olanlar sa zamanla halklarin , milletlerin arasinda düşmençilik, irkçilik, faşit tohumlari sepmekde olan Milliyetçilik düşüncesini ireli sürmüşler.

Bu da hem avropa halklarinda , hem doguda ve dünyada 1000 yillar bir yerde yaşamiş, kiz almiş, kiz vermiş kaynayib karişmiş milletleri bir- birine düşmen etmişdir.

19- cu yüz yildan başladilan bu proses heledi bu günümüzde de davam edir.

Kisa bir tarihe sayahet etmek isterdim sizi.

Biz Türkler tarih boyu nereleri FETH etmişik , orda olan milletlerin kendi din -de, dilinde, kültürunda, kalmasini sakladik, kimese bu şeylere göre zülm etmedik, kurdugumuz devltlerde biz Türklerle ayni beraber anayasalarimiz, kanunlarimizla bir yerde yaşadik. Bizden önce yaşadiklari devletlerde, toplumlarda , imperiyalarda iyse köle kimi yaşamiş olan milletleri biz Türkler kendimize yakin tuttuk, rifah içinde yaşattik, beylikler verdik, torpaklar verdik, devletlerimizde görevler verdik ayni bu günümüzdeki kimi.

Bu insanlik Türk milliyetçilik düşüncemiz bize tanri terefinden kanimizla kodlaşdirilmiş, hatta zamanla masamizda oturtugumuz , kardeş dediyimiz milletler biz Türklere karşi diş düşmelerin tatli dillerine uyub da sirtimiza hencer sokdular. Türkler her zaman bu ihanetin acisini yaşamiş ve bu günümüzde de bunu yaşayirik.

1071 -ci yil Selcuklu Sultani Alp Arslan ve Bizans imperatoru 2-ci Diogensle Malazgirt savaşi.

220 min Bizans ordusuna karşi 20 min Selcuklu Türk ordusu.

Bura dikket - Ecaba o zaman Kürdüstan ve Ermenistan isminde bir devlet varmiydi? Var iydise haritada nerede iydi? , cografi bölge ismi ola biler, amma devlet, beylik olmamiş. Bu konuya çok da derine gitmirem. Anlayan anladi.

Bu gün biz kürdler Türklere 20 min suvari yardim etmeseydik , ermeniler savaşda safini deyişmeseydi siz Malazgird savaşini kazanamazdiz, diyen cahillere ve bu cahil bölücülere sözüm burdan - şimdi geldik asas konuya.

Bize yardim etmekdense, kendiniz Bizansla savaşib bir devlet ve ya bir beylik kursaydiz, bir hükmdariniz, bir kumtaniniz olardi , bir kale- niz, nerde ?

Ermeniler saf deyişdirmedi, safini deyişen Bizans ordusunda olan hiristyan Peçenek Türkler oldu, döyüş zamani.

İlk önce bunu iyi bilsin her kes, o zaman 10 min bile suvari ordu toplamak için bir devletin olmaliydi, nerde iydi sizin devlet ?,

Şimdi ben söyleyim.

Kürd müsalman , hiristyan ve yezidi milleti şimdiki İrak ta ve Suriyede bir aşiret kimi , bezi kürd aşiretleride şimdiki İran o zaman ki, Sasani Fars devletinin sinirlari içinde yaşamisilar ve Bizans imperiyasinin sinirlarinda . Sonradan da Selcuklu imperiyasin da , Akkoyunlu Türk Devletinin merkezi Diyarbekir olan, Hükümdar Uzun Hesen bir Türk hakaninin yurdunda sinirlari içinde biz Türklerle bir yerde yaşamişlar ve Ermeni dediyimiz Haylar Bizans imperiyasinin sinirlari içinde , hiç bir haklari olmadan, ne bir beylikleri bile olmadan, aşiret, toplum kimi yaşayirdilar, Ermeniler dahada zülm içinde hem de Grigoriyan dini mezhebin de iydiler, bu da Bizansin Ortodoks inancina ters gelirdi, buna göre de bu ermenileri hiç bir devlet ve hüküki işlerde görev vermezdiler, hatta yeri düşdükce zülm edirdiler bunlara.

Benim bu yazim İrkçi deyil tam tarihi bir sübütdür.

Bunu yazmakta meksadim her kesin dogrulari düzgün bilmesini saklamakdir.

Malazgirt savaşini biz Türkler kazandikdan sonra sizlere beylik, kendi dininizde kalmagi, devletlerimizde görevler vermeyi biz Türkler sakladik.

Tarihe iyi bakin. Yalan ve iftiralarla biz Türklere Minnet etmeyin Demek istediyim şu.

Evet efendiler konumuza döneyim.

Bu gün dünyamizda saf tek olan, kani karişmayan bir mono millet yokdur. Yillarca bir yerde yaşiyan milletler, köçler sahesinde kaynayib karişmişdir.

Hansi milletden olursan ol, fark etmez insan cocuklugundan yaşadigi mühitte, böyüdüyü insan kimi rifah içinde , başka başka milletlerden oluşan buna HALK deyirem, hoş tesuratlarla, güzel hayallariyla yaşadigi, bir yerde cemiyyette, her zorlu günlerini dost, kardeş dediyi cocukken ekmeyini sokaklarda bölüb tatli , tatli yidiyi hatiralariyla, acisiyla, şirinisiyle bölüşdüyü muhit ve memleketi, bir devlet sinirlari içinde yaşadiklari günleri hatirladacak keder insan MİLLET olur.

Hansi milletten olursa ol, insan böyüdüyü yerden o halkin bir parçasi olur.

Milletler tam bir- birine zor günde de, iyi günde de inanarak birleşdikce ve bir VATANİ bir DEVLETİ için ölümü bile göze getirdikce MİLLET olur.

Dünyamizda 8 minden çok ferkli dillere mensub olan milletler var, eger bu milletlrin her birine bagimsiz devlet kurmak imkani verilseydi o zaman dünyamizda yer, toprak kalmazdi.

Bunun için milletler , devleti kuran milletin sinirlari içinde bir yerde yaşamasi şertdir.

Milli toplanma nedir ? - Ayni antapoloji soya mensub olan, ayni dili konuşan, ortak milli irse sahib olan, hisseler birleşmeye dogru hereket edirler ve sonunda birleşirler. Atom denecikleri kimi.

ATATÜRK Milliyetçiliyi - Zengin bir hatira mirasina sahib olan,

birlikde yaşamak meselesinde ortak arzu ve raziliga semimi olan, sahib olunan mirasin muhafizesine beraber ayni davam meselesinde , iradeleri müşterek olan , insanlarin birleşmesinden meydana gelen cemiyyete topluma MİLLET deyilir.

Bu terife layik tamamiyle subyektiv ünsürlerden ibarettir. Bu terif subyektiv millet anlayişinin kurucusu Ernest Renanin terifine okşayir.

Ernest Renan ( 1823- 1892) - Saglam duygulu ve isti ürekli insanlarin bir araya gelmesi menevi bir şuur yaradir ki, buna da MİLLET deyilir.

Milletlerin formalaşmasi

Keçmişde yaşanan ortak acilar ve ya kazanilan ugurlar, ortak tehlükelere birlikde mucadile aparmak isteyi kimi faktorlar insanlari bir birine baglayir ve milleti formalaşdirir.

Bu sevinci , bu kederi ve hoş hatiralari bizden koparib bizi bizden edenler her birimizin düşmanidir.

Biz Türkler kurdugumuz devletlerde hiç kimseye ayrimçilik yapmatik, bu gün de bile. Amma kimlerse biz Türklerin düşmenlerine , küreselçi imperialistlere inanarak, şehsi düşünerek , kandirilarak bunu bize yapirlar.

Ferdler düşüncelerine ve hisslerine uygun olmalidir. Düşünce ve hisslerine uygun olmayan ferd ve milletler hastadir. Bele bir millet hiç zaman hoşbeht ola bilmez, devletide olmaz, onun bunu kölesi olar ve bunu anladikda da gec olar.

Millet nedir ?

Cografi, irgi, siyasi, dili , iradeye bagli küvvelere uygun olan ve onlara hükm eden başka ne kimi bagimiz var ?

Sosiyaloji ilm gösterir ki, daha beşikdeyken eşittiyimiz ninnelerle ( laylalarla) ana dilinin tesiri altinda olmagimiz, bundan ötrüdür ki, en çok sevdiyimiz dil ana dilimizdir. Ruhumuza coşkunluk veren bütün dini , ahlaki, estetik düygülarimizi bir dil olarak kazandigimiz sevgi.

Ecaba ruhumuzun topluma bagli hissesi bu dini, ahlaki , estetik düygulardan ibaret deyilmi ?

Bunlari cocuklugumuzdan hangi toplumda alsak, her zaman o, toplumun içinde yaşamak isterik.

Çunki zövgumuz, vicdanimiz, hesretlerimiz her zaman terbiyesini aldigimiz toplumla ( cemiyyetle) ortakdir.

Millet - dili ortak olan, ayni terbiyeni alan, ferdlerden yaranan bir medeni birlikdir.

İnsani Milliyetçilik bedenimizde yok, Ruhumuzda dir.

Dil bir, kan bagi bir olan, soylari bir olan, ferdler bir yerde yaşamagi ister her zaman.

Maddi hasiyyetimiz , irkimizden gelirse, menevi hasiyyetimiz ruhumuzdan gelir.

Böyük İskender ne demiş - Benim asil atam Fillip yok, Aristoteldir.

Çunki, Fillip maddi varliginin, Aristotel iyse menavi varligidir.

Bir ferd hangi cemiyyette ( toplumda) terbiye almişa, o, cemiyyetin ideali için çalişa bilir ve böyüdüyü toplum için canini feda vere biler.

Düşüncesinde kendini bagli ettiyi , cemiyyet için canini asanlikla feda vere bilir.

Dil birliyi.

Dil birliyi milletlerin esas faktorlarindan biridir.

Bu gün araşdirmaçilarimizin tarihi yazilarina ve ilmi arheloji bilgilere bakdikda görsenen o ki, Diyarbekir türk kürdcesi Bagdaddan Adanaya, , Bakü den, Tebrize kader uzanan tedii bir dilden, yani Akkoyunlu ve Karakoyunlu türklerine mehsus olan bir dildir.

Dilçilik ilmi bakimindan çok önemli olan bu hadise Diyarbekirlilerin Türk olmasina çok mühüm bir sübüttur.

Diyarbekirliler kürdcenin tenis, tezkir ve irab kaydalarini tamamen yok edib , kürdce söz düzülüşünü türk kramatikasina uygunlaşdirarak suni bir kürdce keşf etmişler. Bu kürdceye TÜRK KÜRDCESİ deyilir.

Konumuza davam edek.

Millet ve Din.

Millet ve Milliyetçilik düşüncesinde baş rol oynayan esas faktorlardan biri de, hatta ben deyerdim birincisi Din konusudur. Hiristyanlikda , musavilikde de , oldugu kimi İslamda da mezheb ve tarikatlar ayni dilde konuşan, ayni kandan , soydan olan bir milleti , bir birinden ayri salmişdir ve hatta dini şarlatanlar eliyle bir birine düşmen edilmişdir tarih boyu.

Türklerin tarihine bakdikda esas iki kolu islamin Sunni ve Şie mezhebleri bizi bir birimize düşmen edib ayirmiş, milletimize tarih boyu aydinlarimiz ne kader anlatsalarda , yazsalarda cahiller anlamamişlar, bu gün de bile.

Osmanli da sunni adiyla arapleşdirdiler, Azerbaycanimizda da şie adiyla farslaşdirdilar.

Osmanli ve Sefevi arasinda Çaldiran savaşi, Sultan Selim Yavuzla, Şah İsmayil Hatayi arasinda ki, savaş, torpak savaşi deyil, mezheb savaşi olmuş. Bir can, bir kan, bir soydan olan Türkler bir birini katl etmiş.

Biz Türklerin tarihinde bu Çaldiran savaşi ( 23 avgust 1514) utanc verici bir savaşdir.

Diyarbekirliler öz ahalisi türkler kimi HENEFİ sünnidir. Kürdler iyse ŞAFİ sünnidir.

Din bezen ayni dilde konuşan , ayni milletten olanlari ayirir, ya da bir dini inanca mensub olan başka başka milletleri birleşdirir.

Meselen - Bosniyalilar, Horvatlar ve Serbler de esas faktor irg ve dil deyil, din-dir. Bunun karşiliginda , Albanlar için helledici faktor dildir. Çunki Albanlarin bir hissesi müsalman, diger hissesiyse hiristyan olsada , bu ferk milleti iki yere bölememiş. Müsalman ve Hiristyan Albanlar kendilerini alban milletine ait etmiş ve konşulari olan Yunan, Makedoniya, Türk, Serb, Bosniyali milletlerden ayri hiss etmişdiler.

Aralarinda irg, din ve dil birliyi oldugu halda, kendilerini başka millete ait hiss eden insan topluluklari da var. Meselen Arapler beledir.

Ziya Gökalp in sözleriyle - Babamin bir arap ve ya kürd muhitinden geldiyiyini bilmiş olsam da bile , yene de türk oldugumu hökm vermekden tereddüt etmiyecekdim.

Evet efendiler bu gün bu konulari yazmakta biz Türklerle bir yerde yaşamiş kiz alib, kiz vermiş, yuz yillardi kayniyib karişmiş milletlerin arasinda sülhü ve rifahi , pozan avropalilar ve imperialistlerin , biz Türklere düşmen etikleri PKK terorist bölücülerini , Ermeni Asala, Daşnaksyutun kimi faşist teror çetelerini DEAŞ i yaradan ve ya düşmen etmek istedikleri siyasiler , milleti ve devletimizi bölmek isteyenlere, burdan söylemek istediyim

BACARAMAYACAKSİZ .

Bunu yazmak benim bir Türk olarak , milletimizi uyanik olmasini, halkimizin içine düşmençilik tohumu salanlara karşi ayik ( UYANİK) olmagimizi, hem Türkiye Cumhuriyyetinde ve hem de Azerbaycan Cumhuriyyetinde ve Türk devletlerinde, bizlere karşi oynanan, düşmenlik edenlerin, hangi ŞEYTANİ SİSTEME kuklaçilik , pionçuluk etdiklerini , milletçilik ismi altinda ve heç bir millet anlayişi olmuyan bir mankurtlarin , kendi milletlerinin yaşayişini pozanlarin, millet ve milliyetçilik , anlayişi nedir ? ne demekdir? bunlara cavab vermeyimin sebebi, insanlarimiza halkimiza bu düşünceni bacardigim kader anlatmaktir.

Tarihe iyi baksak, görsenen o ki, her bir milletler, yaşadiklari devletlerde bir başka devletler ve miletlerle her zamanlarda savaşmişar.

Bu gün bu tarihin aci seyifelerini okusak ve burdaki acilarimizi düşünmeden anlamasak, dünyada heç bir milletler sag salim, sülh içinde yaşayamaz, her millet biri birini savaşarak yok eder.

Bu gün artik 21- ci yüz yildir, milletler bir biriyle, bir sinirlar içinde rifah, sülh, bir birine sevgiyle yaşayib, vatandaşi olduklari devletin daha da güzel, güclü olmasi üçün, gelecek genclerimizin moderin dünyada hoşbaht , bilikli, ilmi yaşamasini , tehlukesiz yaşamasini , çalişmagi düşünmelidirler.

Her bir kes vatandaşi oldugu devleti üçün düşünmemelidir ki, DEVLET, VATAN MENE NE EDİB ?

Düşünmelidir ki, BEN DEVLETE , VATANİME NE ETMİŞEM ?

Bu soruya kendi vicdaniyla cavab tapdikda , tam da millet formalaşmiş olur.

Sevgili okuyucularimi yormayim, bu gün bu kader.

Saygilarimla REİS DİFAİ.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.